Dolayısıyla, dinin müdahil olduğu alan her yerdir, sadece belirli bir yer değil. İbadetler, sınırlı olarak görülebilir, ancak aslında hayatımızdaki işaretlerdir. Namaz, oruç, hac, zekat gibi bilinen ibadetler, birer örnek hareket veya eylemdir. Bunlar yapılırken bilinç kazanır, mantık gelişir ve farklı bakış açıları elde edilir. Bu da yaşamımızın diğer alanlarında uygulanabilir.”
Oruç Tutanların Sayısı Namaz Kılanlardan Fazla
Prof. Dr. Aydın “Ramazan, toplumsal yaşamımızda önemli bir yere sahiptir. Oruç, bireysel olarak tutulsa da, toplumun birlikte tuttuğu bir ibadettir. Bu, toplumda bir ruh oluşmasını sağlar ve toplumsal bağları güçlendirir. Orucun toplum üzerindeki etkisi sosyolojinin bir konusudur. Ritüel değeri yüksek olan oruç, insanların dini kimliklerini ve toplumsal bağlarını güçlendirir. Araştırmalar, orucun 5 vakit namaza göre daha fazla tutulduğunu göstermektedir. Oruç, Müslümanların kimliklerini ve aidiyet duygularını güçlendiren önemli bir göstergedir.”
Ümmet Bilinci Kazanmalıyız
Ümmet bilincimizin günden güne azaldığını belirten Prof. Dr. Mustafa Aydın “Oruç, insanın kişiliğine ve şahsiyetine önemli katkılarda bulunabilir. Oruç tutmak, insanı kötülüklerden alıkoyar ve onu olgunlaştırır. İnsan, sadece akıl yürütme yeteneğine sahip olsa da, din onu gerçek bir insan haline getirir. Din, insanı hayvani bir varlık olmaktan çıkarır ve ona irade ve yücelik kazandırır. İnsanın bilinci, toplumsal ve evrensel değerlerle inşa edilir. Oruç gibi ibadetler, bu değerleri güçlendirir ve insanın kişisel gelişimine katkıda bulunur. Oruç, toplumun birlik ve beraberliğini sağlar ve ümmet bilincini güçlendirir. Ümmet bilinci, Müslümanların en büyük sorunlarından biridir. Müslümanlar, ibadetlerini yerine getiriyor olabilirler ancak ümmet bilincini kaybetmiş olabilirler. İbadetler, kişinin inancını güçlendirir ve onu topluma daha fazla katkıda bulunmaya teşvik eder. Ancak Müslümanlar, ümmet bilincini korumak için daha fazla çaba göstermelidirler.”