Erken Yaşta Evlilikleri Önleyelim
11.01.2021 - 16:36

KAMİLE MARAKOĞLU

KAMİLE MARAKOĞLU

Evlilik ve aile kan bağına dayanan, karı, koca ve çocuklar arasındaki ilişkilerin oluşturduğu en küçük toplumsal kurum olarak tanımlanır. Ailenin temel amacı, sağlıklı nesiller yetiştirerek insan soyunun devamına katkıda bulunmak ve topluma faydalı bireyler kazandırmaktır. Aile ortamı eşler için huzur ve paylaşım, çocuklar için terbiye, sevgi ve şefkat ocağıdır. Bir toplulukta aile ne kadar sağlam ve sağlıklı temellere oturur ise, o aileden meydana gelen toplum da o nispette sağlam ve sağlıklı olur.

Erken yaşta evlilikler/Çocuk yaştaki evlilikler;

Çocuk yaşta evlilik, “fiziksel, fizyolojik ve psikolojik açılardan evlilik ve çocuk doğurma sorumluluğu taşımaya hazır olmadan ve genellikle 18 yaşından önce gerçekleşen evlilikler”dir. Erken evliliklerin neden bir problem olarak görüldüğüne bakıldığında, birkaç faktör ortaya çıkmaktadır. Erken evlilikler, özellikle kız çocukların bedensel ve psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkileyerek sağlıksız ve küçük annelerin ortaya çıkmasına neden olmakta, hayatın gerçek yüzüyle hazırlıksız olarak karşılaşmaktadır. Maddi ve manevi olarak muhtaç durumunda olan ergen çocukların evlenmesi ile çocukların eğitimleri kesintiye uğramakta, vasıflı olamadıkları için istihdam imkânlarından da yeteri kadar yaralanamamaktadırlar. Erken evlilikler daha çok kadın aleyhine sonuçlanmaktadır. Aile içi şiddet ve baskılara maruz kalınmakta, bunlarla beraber “çocuk anneler”, doğum riski, ya da kalıcı hastalıklar gibi ciddi risklerle de karşı karşıya kalmaktadırlar.

İnsan hakları ihlali olan erken/çocuk yaşta evliliklere ilişkin bazı gerçekler;

-Küresel bir sorun

-Daha çok kız çocuklarını etkiliyor

-Dünya genelinde, sosyal ve ekonomik kurumlara köklü olarak yerleşmiş

-Din, gelenekler yoluyla ve farklı nedenlerle devam etmekte

-Aile, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, yoksulluk ve ekonomik açıdan hayatta kalma stratejileri, gelenekler ve kültür, güvensiz ortamlarda yaşamak vb. iç içe geçen faktörler erken evlilikleri teşvik ediyor ve pekiştiriyor

-Fırsat eşitsizliği yaratıyor.

Erken evlilik oranının en yüksek olduğu ülkeler;

Başta Niger (%76) olmak üzere sırası ile; Afrika Cumhuriyeti (%68), Chad (%68), Bangladesh (%65), Mali (%55), Guinea (%52), Güney Sudan (%52), Burkina Faso (%52) ve Malawi (%50) ülkeleri gelmekte. Türkiye 144 ülke arasında 55.sırada gelmekte.

Ülkemizde TÜİK’in 2015 verilerine göre; toplam 602 bin 982 resmi evlilikten 31 bin 337’sinde 16-17 yaşındaki kız çocukları gelin oldu. Bu sayı, toplam evliliklerin yüzde 5,2’sine denk geliyor. İllerin içindeki evlilik oranlarında çocuk yaşta evliliğin en yüksek olduğu şehir yüzde 15,3 oranıyla Kilis. Bu ili yüzde 15,2 ile Kars, yüzde 15,1 ile Ağrı, yüzde 14,4 ile Muş, yüzde 13,7 ile Niğde, yüzde 12,7 ile Bitlis, yüzde 12,5 ile Kahramanmaraş, yüzde 12,1 ile Aksaray, yüzde 11,8 ile Gaziantep ve yüzde 11,5 ile Yozgat izliyor.

Ülkemizde Türkiye Nüfus Araştırmaları ve Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; Kadınların yüzde 68’inin evli, yüzde 28’inin hiç evlenmemiş, yüzde 3’ünün boşanmış veya ayrılmış ve yüzde 1’inin eşlerinin ölmüş olduğu görülmektedir. Tüm kadınlarımızın yüzde 4’ünün 15. yaş gününden önce evlendikleri, yüzde 2’sinin 15-19 ve yüzde 9’unun 20-24 yaşarasında evlendikleri tespit edilmiştir. Bu bulgular Türkiye’deki kadınların önemli bir kısmının bu yaşlarda henüz evlenmediğini ama çocuk gelinlerin %6’lık bir oranla hala önemli bir sorun olarak gündemde olduğunu göstermektedir.

Erken yaştaki evlilikler hem anne, hem bebek hem de aile yaşantısını olumsuz etkilemektedir. Evliliğin sağlam temeller üzerine kurulması için evliliğe bedenen, ruhen sağlıklı ve bilinçli başlamak önem arz etmektedir.

  • Beğen
YORUM YAZIN